MASTAURA YA ÖZGÜ ÜRÜNLER
Site Haritası
Takvim

ZEYTİNİN TARİHÇESİ

Zeytin ağacının kökeni ve Zeytinin tarihçesi hakkında hiç kimse kesin bir bilgiye sahip değildir. Arkeolog ve paleo-botanikçiler yapmış oldukları araştırmalarda Akdeniz havzasında birçok değişik bölgede yabani zeytin verilerine rastlamışlardır.

Zeytinin tarımsal anlamda ilk kullanımına ilişkin verilere ise Doğu Akdeniz’de Suriye sınırları içerisinde rastlanmıştır ve tarihi MÖ 6.000 yılına dayanmaktadır. Veriler zeytinin buradan üç koldan dünyaya yayıldığını göstermektedir. Son yıllardaki çalışmalarda Hatay, Kahramanmaraş ve Mardin şeridinde zeytin ağacının en alt türüne rastlanılmış olması bu yargıyı kesinleştirmektedir. Güneydoğu Anadolu' da ilk yerleşimini tamamlayan zeytin, Batı Anadolu' ya ve oradan da Ege adaları yolu ile Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya' ya kadar uzanmıştır. Sicilya yolu ile Kuzey Afrika' ya sıçrayan zeytin, Güneydoğu Anadolu' dan çıkarak Suriye ve Mısır üzerinden ilerleyen ikinci kol ile birleşmiş ve böylece Akdeniz' in tüm güney kıyılarına yayılmıştır.

Bir üçüncü kol da Irak ve İran üzerinden Afganistan ve Pakistan' a kadar ilerlemiştir. XVI. Yüzyılda İspanyollar tarafından Güney ve Kuzey Amerika' ya götürülmesi ile zeytinin dünyadaki yayılışı tamamlanmıştır
Diğer bir görüşe göre ise zeytinin atası ve çıkış noktası “Olea Chrysophylla dır” Her daim yeşil olan ve dallarını dökmeyen yüksekliği 2 ila 15 metre arasında değişen yabani bir zeytin ağacı türüdür. Bu tür Güney Afrika’dan Orta Afrika’ya oradan Mısır ve Orta doğuya Pakistan ve Hindistan üzerinden Çine kadar ulaşmıştır.

Yunanistan’da zeytinin MÖ 1.500 yılında önemli bir ticari meta olduğunu gösteren verilere rastlanmış olup, Firavun Tutankaon’un mezarında bulunan zeytinyağı ise MÖ 1325 tarihlidir. Veriler bu tarihlerde zeytinyağının sadece yemeklik olarak kullanımının yanı sıra dinsel, sağlık ve yakıt gibi çok değişik amaçlar için kullanıldığını göstermektedir.

Zeytinin Avrupa’ya yayılmasında Romalılar, Zeytinyağı kültürünün yayılmasında ise Giritliler etkin rol oynamıştır. Güçlü bir ticaret ağına sahip olan Giritliler yaklaşık 3000 yıl boyunca zeytinyağı ticaretinin hakimi konumunda yer almışlardır. Zeytinyağı ticaretine ilişkin bu görüşü doğrulayan veriler Avrupa’nın en eski uygarlığı olarak bilinen Minos’un başkentinde Knossos ve Faistos saraylarının yıkıntıları arasında bulunan 2 metrelik zeytinyağı küpleri ve bu küplerle beraber bulunan tabletlerdir. Bu tabletlerde ise o günkü zeytinyağı ticaretinin nerelere yapıldığını ve zeytinyağının nerelerde üretildiğine dair bilgiler yer almaktadır

Gerçek olan şu ki her uygarlığın zeytin ağacına ve tarihsel gelişimine ilişkin kendi hikayeleri bulunmaktadır. Kesin olan bir şey var ki Zeytin tanrının insanlara bir armağanı olup Akdeniz uygarlığının temel sembolüdür

Dinde Zeytinyağı
Kur’an ve İncil’de zeytin sözcüğü birçok kez geçmektedir. Kuranı Kerimde zeytinin incirle birlikte Tanrının insanlara bir hediyesi olarak Sina Dağı’na cennetten indirildiği yazmaktadır. Yine Kuranı Kerimde birçok defa zeytin üzerine yemin edildiği görülmektedir ve zeytin mübarek bir meyvedir. Hiçbir yere ait değildir, Ne doğuya nede Batıya…
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, herşeyi bilendir. (Nur Suresi, 35)

Hz Adem öleceğini hissettiğinde oğlu Şit’i Tanrıdan tüm insanları affetmesini dilemesi için cennete gönderir. Cennetin bekçiliğini yapan melek Şit’e Bilgi Ağacından 3 adet tohum verir. Babası Âdem öldüğünde bunları babasının ağzına koymasını ve ağzından çıkarmadan gömmesini söyler. Şit babası ölünce meleğin dediğini yapar. Üç meyveyi Hz Âdem’in ağzına yerleştirerek defneder. Tabor dağına gömüldükten bir süre sonra mezarda üç ağaç yeşerir. Biri selvi biri sedir diğeri ise zeytindir

Büyük tufan sonrasında Nuh’un gemisine dönen Kuğu canlılığın belirtisi olarak ağzında zeytin dalı taşımaktadır. Üç din açısından da büyük önem arz eden Zeytindağın da İsa’nın gökyüzüne yükseldiği zamandan kalma zeytin ağaçları hala varlığını sürdürmektedir. Musevilerde Mesihin Zeytindağı üzerinden Kudüse geleceğine inanılır.

Üç din açısından da büyük önem arz eden Zeytindağın da İsa’nın gökyüzüne yükseldiği zamandan kalma zeytin ağaçları hala varlığını sürdürmektedir. Musevilerde Mesihin Zeytindağı üzerinden Kudüse geleceğine inanılır. İslam inanışında Sırat köprüsü Haram al-Sharif ile Zeytindağı arasında kurulacaktır. Hıristiyan inanışında ise İsa’ya peygamberlik bu dağda verilmiş olup göğe buradan yükselmiştir.
Eski Mısır’da dini ayinlerde arınmak amacıyla zeytinyağı kullanılmış olup Firavunların mezarına zeytinyağı koymuşlardır.

Romalılarda kutsal ekmeğin saklandığı mihrabın aydınlatılmasında zeytinyağı kullanımı şarttı. Yahudilerin Antlaşma sandığı da zeytinyağı ile kutsanmıştır. Yetki güç ve bilgeliğin simgesi olarak kralların başına sürülmüş bu gelenek günümüzde Avrupa krallarının taç giyme törenlerinde hala sürdürülmektedir.

ZEYTİN EFSANELERİ 

Nuh Tufanı Efsanesi
Zeytin Efsaneleri; Eski Ahit’te yer alan efsanelerden biri, Hazreti Nuh ve tufandan bahseder. Yarattığı ademoğlunun yeryüzüne kötülük tohumları saçtığını gören Tanrı, onu bir tufanla cezalandırmaya karar verir. Ve Hazreti Nuh’a bir gemi yapmasını, bu gemiye her temiz hayvandan erkek ve dişi yedişer, her temiz olmayan hayvandan erkek ve dişi ikişer ve kuşlardan da erkek ve dişi yedişer tane almasını söyler
Ardından büyük tufan başlar, Hazreti Nuh ve gemisindeki canlılar hariç, yeryüzü üzerinde yaşayan her şey silinir. Tufan durulduğu zaman Hazreti Nuh, suların çekilip çekilmediğini anlamak için geminin penceresinden bir güvercin salar. Sular çekilmediği için güvercin gemiye döner. Hz. Nuh, yedi gün sonra güvercini tekrar salar. Güvercin bu sefer, ağzında yeni koparılmış zeytin yaprağıyla gelir. O zaman Nuh, suların yeryüzünden çekildiğini anlar. Ağzında zeytin yaprağı tutan güvercin, o günden bu güne, ümidin ve barışın simgesi olur. Tufanın yok edici gücüne karşı direnen zeytin ağacı ise ölümsüzlüğün
Eski Ahit: “Refahın ve bolluğun sembolü zeytinyağı”
Eski Ahit’e göre zeytinyağı, refahın ve bolluğun sembolüdür. Ve yalnız Eski Ahit değil, tüm kutsal kitaplarda zeytin ağacı ve zeytinyağı; kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun, kısaca insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolüdür.
Hakimler Kitabı: Ağaçların Kralı
Hâkimler Kitabı’nda geçen bir Zeytin Efsaneleri, ağaçların kendilerine kral seçmek için ilk olarak zeytin ağacına başvurduklarından bahseder: “Vaktiyle ağaçlar, kendilerine kral meshetmek için gittiler; ve zeytin ağacına dediler: Bize kral ol. Ve zeytin ağacı onlara dedi: Allahın ve insanın bende sena ettikleri (övdükleri) yağımı bırakayım ve ağaçlar üzerinde sallanmaya mı gideyim?” Zeytin ağacından “hayır” yanıtını alan ağaçlar, daha sonra incir ve asmaya giderler.
Ancak incir ve asma da, aynı gerekçeyle kral olmayı reddederler. Hâkimler Kitabı’ndaki öyküden, ağaçların kendilerine kral olarak kara çalıyı seçtiklerini ve kara çalının da krallığı kabul ettiğini öğreniriz.
Yunan ve Roma Mitolojileri
Yunan Mitolojisi’nde zeytin ağacı, her şeyden önce, bereket ve barışı temsil eden bir tanrıçanın armağanıdır. Efsaneye göre, Tanrı Zeus, Attika şehri için bir yarışma düzenler. Bu yarışmada şehre en değerli armağanı verecek olan, Attika’nın koruyucusu olacaktır. Yarışmaya deniz tanrısı Poseydon ile Zeus’un kızı tanrıça Athena katılır. Poseydon, denizden bir at çıkarır. Bu, çok ağır yükleri taşıyabilen ve savaşlarda yararlık gösterebilecek güçlü ve kuvvetli bir attır.
Sıra, Athena’ya gelince, tanrıça topraktan bir zeytin ağacı çıkarır ve yarışmayı kazanır. Böylece hem Attika’nın koruyucu tanrıçası olur, hem de daha sonra ise şehre adını verir. Mitolojiye göre tanrıça Athena, zeytin ağacını barışı ve medeniyeti simgelediği için armağan etmiştir Atinalılar'a.
Bu efsane, Antik Yunan’da zeytin ve zeytin ağacının kutsallığını gösteren kanıtlardan yalnızca biridir. Antik Yunanlılar'a göre, kutsal bir aileden gelmiş olmanın en önemli işareti bir zeytin ağacının altında doğmuş olmaktır. Bunun dışında M.Ö. 8’inci yüzyılda yaşadığı sanılan Homeros’un kaleme aldığı destanlar, zeytin ağacı ve zeytinyağına ilişkin zengin tasvirler ve benzetmelerle süslüdür.

 

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam11
Toplam Ziyaret259323
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Hava Durumu
Saat